Tıpçı yatar, fizikçi yapar: Kanserli hücrelerin sesini duyan mikroskop
- En son ne zaman boşaldın?
- Bir hafta falan oluyor hocam.
Ailesinden saklayarak gidiyordu
kontrollerine. O sabah İzban, Çin’deki görevlinin insanları metroya
tıkıştırdığı sahneyi hatırlatacak şekilde kalabalıktı. En az ter kokacak
yeri hesaplamış, o boşlukta yerini almıştı. Her yaklaşan durakta
etrafına bakıyor, yakınlarında bulunanlar inmesin diye dua ediyordu. Her
inmeye çalışan kişiye hunharca yer vermeye çalışırken, geride kalanları
eziyordu. Garip biriydi. Bir şeyi yaparken bozardı. Bu bozduklarına
“iyi niyetten olur öyle şeyler” tanımlaması yapmayı severdi. Her inen
kişi onda şok etkisi yaratıyor; kalabalığın, biri inerken ki muazzam
şekilde ikiye bölünmesi onda hayranlık uyandırıyordu.
“İzban’da olmak
bir mucizeyi anlamaktır,
İzban’da olmak
Musa’ya inanmaktır”
Devamını oku..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.